Trigeminal Nevralji Hakkında Bilinmesi Gereken 7 Önemli Nokta!


Yüzünüzün bir yarısında şiddetli bir ağrı mı hissediyorsunuz! Yanağınıza, çenenize, dişlerinize, dudaklarınıza, alnınıza ya da gözaltınıza vuran bir ağrı! Üstelik bu ağrının tetiklenmesi için; yüzünüze dokunmanız, yüzünüzü yıkamanız, yemek yemeniz, diş fırçalamanız hatta su içiyor olmanız bile yeterli! Toplumda bilinmeyen bu hastalığın adı; Trigeminal Nevralji! Acıbadem Taksim Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Pulat Akın Sabancı “Hastalar Trigeminal Nevraljinin yol açtığı ağrıyı genellikle hayatlarında tecrübe ettikleri en şiddetli ağrı olarak tanımlıyorlar. Daha önceleri bu yüz ağrısına tahammül edebildiklerini fakat zamanla çok şiddetlendiğini belirtiyorlar. Ağrının diş kaynaklı olduğu düşünülerek uzun dönem diş tedavisi gören ve birden fazla dişi bu yüzden çekilen hastalar bile oluyor. Hatta Trigeminal Nevralji sebebiyle intihar girişiminde bulunan hastalar bulunmaktadır. Yüzünde çakma tarzında bir ağrı şikayeti olan hastaların zaman kaybetmeden bir beyin ve sinir cerrahına başvurması gerekir” diyor. Bu hastalığın ülkemizde her 100 bin kişiden 5’inde görüldüğünü ancak ileri yaş grubunda 100 bin kişide 23’e çıktığını belirten Prof. Dr. Pulat Akın Sabancı Trigeminal Nevralji hakkında bilinmesi gereken 7 bilgiyi açıkladı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. 

Bu belirtilerle kendini belli ediyor!

Trigeminal nevralji, yüzün bir yarısında, çakma tarzında şiddetli ağrıyla belirti veren bir hastalık. Hastalar genellikle yüzün sağ ya da sol yarısında, sıklıkla yanağa, çeneye, dişlere, dudaklara nadiren de göz altına veya alnına doğru yayılan ağrı sebebiyle doktora başvuruyorlar. Şiddetli ve bezdirici olan bu ağrı, gün içinde defalarca anlık meydana geliyor ve elektrik çarpması şeklinde kendini gösteriyor. Prof. Dr. Pulat Akın Sabancı “Bazı hastalar bu şiddetli ağrı sırasında her iki elini ağrının olduğu bölgeye doğru götürmek şeklinde bir hareket yaparlar. Ataklar birkaç saniyeden birkaç dakikaya kadar uzayabilir. Tek noktada ya da yayılan tarzda, ilk başlarda hafif olup zamanla giderek şiddetlenebilir. Bazı hastalarda yüze dokunmak, yüzünü yıkamak, yemek yemek, sıvı tüketmek ya da diş fırçalamak gibi gündelik davranışlar ağrıyı tetikleyebilir. Bu ağrı atakları dönemler halinde görülebilir, bazen günlerce ya da haftalarca atak yaşanmayıp sonrasında tekrar sık ataklar yaşanabilir” diyor. 

Toplumsal farkındalık olmaması tedaviyi geciktiriyor!

Trigeminal nevraljinin hipertansiyon ve diyabet gibi toplum içinde sıklıkla gözüken ya da topluma yönelik sağlık bilgilendirmelerinde sıklıkla adı geçen bir hastalık olmadığını belirten Prof. Dr. Sabancı şöyle konuşuyor: “Hatta diğer branşlarda sağlık çalışanları arasında dahi akla kolay kolay gelmiyor. Doğru tanı ile çözümü kolay bir hastalık olmasına karşın uygun yönlendirme yapılmayan hastalar zorlu bir ön tedavi sürecinden geçiyorlar. Örnek olarak; trigeminal nevralji nedeniyle tedavi ettiğimiz hastaların önemli bir kısmının hikayesinde, bu hastaların öncesinde diş kaynaklı ağrı olduğu düşünülerek uzun dönem diş tedavisi gördüğü ve birden fazla dişinin bu yüzden çekildiğini duyuyoruz.”

Erken sinyal vermiyor! 

Hastalık başlangıcından itibaren kendisine özgü ağrı şikâyeti ile kendisini gösteriyor. Kendini önceden belli etmesi ya da ortaya çıkmasının önüne geçmek için önlem almak gibi bir durum mümkün değil. Erken teşhisin bir faydası olmuyor.

Bu etkenler yol açabiliyor!  

Prof. Dr. Pulat Akın Sabancı, hastalığın nedeninin, rahatsızlığa ismini veren Trigeminal Sinirin herhangi bir sebeple (damar basısı, tümör basısı vb) etkilenmesi olduğunu belirterek “Bu hastalığa sahip kişilere yapılan tetkikler sonucunda; çoğu zaman beynin o bölgesinde bulunan ana atar damar yapılarından birisinin yüz duyusunu alan sinire bası yaptığı görülür. Ancak nadiren multiple skleroz (MS) ve benzeri hastalıkların varlığında ve trigeminal sinire komşu bir beyin tümörü varlığında da trigeminal nevralji ortaya çıkabilir. MS hastalığında ortaya çıkan trigeminal nevralji, yüzün iki tarafını da tutabiliyor” diyor. 

Hastanın anlattıkları çok önemli! 

“Bu hastalığın tanısında en önemli unsur hastanın hikâyesini ve şikayetlerini doktora anlatmasıdır” diyen Prof. Dr. Sabancı sözlerine şöyle devam ediyor: “Hastanın bu sinirin duyusunu aldığı alan içinde sınırlı kalan ve yüzün karşı tarafına geçmeyen, elektrik çarpması şeklinde anlık ortaya çıkan şiddetli ağrıyı tarif etmesi genellikle tanısını koymakta yeterli olmaktadır. Tanıyı koyduktan sonra sebebini araştırmak üzere beyin sapını görüntülemeye yönelik özel beyin MR tetkiklerini tamamlamak gerekir. Eğer hastalık, MS’in ilk bulgusu olarak karşımıza çıkarsa, o zaman MS tanısına yönelik ileri tetkikler yapmak gerekir.”

Önce ilaç tedavisi uygulanıyor! 

Trigeminal nevralji tanısı koyulan hastalarda öncelikle bu ağrıyı kesmeye yönelik kullanılan özel ilaçlar sayesinde hastanın yüzündeki çakma şikayetlerinin anlamlı olarak azaldığını belirten Prof. Dr. Sabancı tedavi sürecini şöyle anlatıyor: “Tipik trigeminal nevraljide ilk yıllarda ilaçla geçen ağrı hastaların bir kısmında zamanla artar. İlaç dozu arttırılsa dahi ağrılar dayanılmaz hale gelir. Eğer hastanın ilaç kullanımına rağmen ağrısı devam ediyorsa ya da ilaç kullanımına bağlı ciddi yan etkiler (baş dönmesi, dengesizlik gibi) oluyorsa ameliyat ile tedavi gündeme geliyor. Ameliyat kararı alınan hastalarda iki farklı yöntem kullanılır; perkütan yöntem ve açık mikroskopik cerrahi. Perkütan yöntemde yüz bölgesinde bir iğne ile sinirin kafatasından çıkış noktasına ulaşılır. Bu bölgeden girildikten sonra balon şişirme (kompresyon) ya da radyofrekans yöntemi kullanılarak ağrı kesilir. Başka bir ifadeyle; trigeminal sinirin düğümü duyarsızlaştırılır. Açık mikroskopik cerrahi yönteminde ise kulak arkasından kafatasına bir pencere açılarak sinirin beyin sapından çıktığı noktaya ulaşılır ve sinir, çevresindeki bası yapan damardan uzaklaştırılır. Damarın sinire yaptığı bası kaldırılır.”

Ağrılar dayanılmaz oluyor!

Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Pulat Akın Sabancı “Trigeminal nevraljide ağrı ataklarının şiddeti ve sıklığı zamanla artma eğiliminde oluyor. Ağrının uygun tedavisinin yapılmaması veya geciktirilmesi uzun dönemde kişiyi giderek kötüleşen bezdirici sinir ağrılarına maruz bırakır. Uygun tedavi geciktikçe bu şiddette her gün ağrı yaşamak, hasta için oldukça ağır duygusal yükü beraberinde getiriyor. Bu tipte sürekli ağrı şikâyeti yaşayan ve uygun tedavi uygulanamamış hastalarda özellikle majör depresyon ve intihara meyil ile karşılaşabiliyoruz. Ayrıca trigeminal nevraljiye, MS grubu hastalıkların ve beyin tümörlerinin de sebep olabileceği unutulmamalıdır. Trigeminal nevralji hastalığı olan kişilerin sağlık kuruluşuna başvurmaması sonucunda MS ya da beyin tümörü gibi sebeplerin atlanacağı ve tedavi edilmesi hayati olan bu hastalıklara müdahalenin gecikeceği ya da yapılamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır” diyor.  

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir